"kurallar senden çok daha uzun zamanlar önce yazılmıştır..."
yalnızca kurallar korur seni
elyazısından dökme cinnetlerden..
kendi çocukluğunun katili olmak
dile değdirilmeksizin vurulsa dahi,
kolay yutkunulmaz düşmüşlerin dilinden..
dikenler batar gülümserken
o gülümsemeler ki,
zamk ağartır
katran olur
kazınır yüzünüze..
"ne de olsa asla onların olmamıştırlar birbirleri"
sahip olmak kaybetmekdir kendini
ilk kanı döken bambaşka bir kaybedişte
ciğe
kum sokak ile kehribar sokağın kesiştiği yerde bulacaksınız onu,
elinde falçata, şarap süzülür bileğinden..
açlıktan kokmaz ağzı, bal gibi kokmaz işte
bal gibi de alacaksınız bali kokusunu,
kum sokağı bitiremeden..
adı umut,
adı çetin,
yalçın yahut süleyman..
bal gibi de süleyman olsun bugünlük..
midesindeki krampları şişeye gömmüş yine,
kendi kendini konuşuyor..
şu çığlık atan kız bir sussa,
ağlayabilecek belki..
kırikisinde dökülmeye başladı saçları,
ellisinde kabak, elliikisinde kel..
üç yıl daha geç babasının kabağından
ve on sekiz yıl fazla yaşadı..
babasınınkilerden daha hayırlıydı evlatları
beyni kaşar oldu, yine de bırakıp gitmediler...
cenazesine bile gitmemişti babasının
nitekim buydu kibrin yolu..
o yolda direksiyonu uçuruma kırdığında
kimse yoktu yanında
zaman yavaşlarken
öylece denize baktı
bir film şeridi bekleyerek
sağa sol
gunlerden bir gun
ucak gecer
el sallarsın
ucak sana el sallar
(...)
büyürsün
ucak gecer
gozun bulutlanir
ucak bulutlara saklanir
(...)
büyürsün
ucak gecer
cocuklar el sallar
bogazin dugumlenir..
(...)
büyürsün
hayat gecer
kefenlenir toprak
cocuklar el sallar...
19/12/1989
m.utkan
tropikal yalanlarla yeti$tirilmi$
uc-be$ nobetlerini tutardik
yitip gitmi$ kimselerin..
insan dolunden bile
pis kokardi nefesimiz,,
nefes almak bir yana
bobregin cigerden cok
para ettigi $u devirde,
devinimin kendisine
tutulmu$tuk...
ta$lanmi$, kirbaclanmi$
yakilmi$tik..
hadi biz caniydik,
ya onlar..
hangi irade
hakli cikarirdi
hiddeti..
hadi biz caniydik,
itin dölü
orospu cocuuyduk
...buyu yapar,
$eytantozu katar
tanri kahrederdik ..
hadi onuda sittir et,
tamam
cehennem (d)olmu$tu ko(r)kumuz,
hep ayniydi yerimiz yurdumuz..
bakamazdiniz gozlerimize
gormezdiniz,
ama biz aglardik arkanizdan
hicbir zaman
ici pisliginle dolmu$ bir deniz topunu patlat diyorsun bana
aseton kokan tirnaklarla gecip kar$ima;
"af dile(n)" yaziyorsun defterlerime..
gokyuzunu indirip topraklarima
gorme, duyma ve hatta bilme bile diyebiliyorsun ya
"kana, ama sakin olme" diyebilmek icin
igne iplik yapiyorsun meleklerinden...
helak ediyorsun rengarenk fillerimi,
... ve $imdi dokun diyorsun,
dokun ama sahip olma..
yaziyorsun okyanus baliklarina ait methiyelere
birbirinden guzel ben(lik)ler seriyorsun
avuc iclerime ve secim senin
deyip ilahiler bekliyorsun beyaz kagitlara..
sadece dilin degsin diyorsun islakligima
ka
"kurallar senden çok daha uzun zamanlar önce yazılmıştır..."
yalnızca kurallar korur seni
elyazısından dökme cinnetlerden..
kendi çocukluğunun katili olmak
dile değdirilmeksizin vurulsa dahi,
kolay yutkunulmaz düşmüşlerin dilinden..
dikenler batar gülümserken
o gülümsemeler ki,
zamk ağartır
katran olur
kazınır yüzünüze..
"ne de olsa asla onların olmamıştırlar birbirleri"
sahip olmak kaybetmekdir kendini
ilk kanı döken bambaşka bir kaybedişte
ciğe
kum sokak ile kehribar sokağın kesiştiği yerde bulacaksınız onu,
elinde falçata, şarap süzülür bileğinden..
açlıktan kokmaz ağzı, bal gibi kokmaz işte
bal gibi de alacaksınız bali kokusunu,
kum sokağı bitiremeden..
adı umut,
adı çetin,
yalçın yahut süleyman..
bal gibi de süleyman olsun bugünlük..
midesindeki krampları şişeye gömmüş yine,
kendi kendini konuşuyor..
şu çığlık atan kız bir sussa,
ağlayabilecek belki..
kırikisinde dökülmeye başladı saçları,
ellisinde kabak, elliikisinde kel..
üç yıl daha geç babasının kabağından
ve on sekiz yıl fazla yaşadı..
babasınınkilerden daha hayırlıydı evlatları
beyni kaşar oldu, yine de bırakıp gitmediler...
cenazesine bile gitmemişti babasının
nitekim buydu kibrin yolu..
o yolda direksiyonu uçuruma kırdığında
kimse yoktu yanında
zaman yavaşlarken
öylece denize baktı
bir film şeridi bekleyerek
sağa sol
ici pisliginle dolmu$ bir deniz topunu patlat diyorsun bana
aseton kokan tirnaklarla gecip kar$ima;
"af dile(n)" yaziyorsun defterlerime..
gokyuzunu indirip topraklarima
gorme, duyma ve hatta bilme bile diyebiliyorsun ya
"kana, ama sakin olme" diyebilmek icin
igne iplik yapiyorsun meleklerinden...
helak ediyorsun rengarenk fillerimi,
... ve $imdi dokun diyorsun,
dokun ama sahip olma..
yaziyorsun okyanus baliklarina ait methiyelere
birbirinden guzel ben(lik)ler seriyorsun
avuc iclerime ve secim senin
deyip ilahiler bekliyorsun beyaz kagitlara..
sadece dilin degsin diyorsun islakligima
ka
tropikal yalanlarla yeti$tirilmi$
uc-be$ nobetlerini tutardik
yitip gitmi$ kimselerin..
insan dolunden bile
pis kokardi nefesimiz,,
nefes almak bir yana
bobregin cigerden cok
para ettigi $u devirde,
devinimin kendisine
tutulmu$tuk...
ta$lanmi$, kirbaclanmi$
yakilmi$tik..
hadi biz caniydik,
ya onlar..
hangi irade
hakli cikarirdi
hiddeti..
hadi biz caniydik,
itin dölü
orospu cocuuyduk
...buyu yapar,
$eytantozu katar
tanri kahrederdik ..
hadi onuda sittir et,
tamam
cehennem (d)olmu$tu ko(r)kumuz,
hep ayniydi yerimiz yurdumuz..
bakamazdiniz gozlerimize
gormezdiniz,
ama biz aglardik arkanizdan
hicbir zaman
gunlerden bir gun
ucak gecer
el sallarsın
ucak sana el sallar
(...)
büyürsün
ucak gecer
gozun bulutlanir
ucak bulutlara saklanir
(...)
büyürsün
ucak gecer
cocuklar el sallar
bogazin dugumlenir..
(...)
büyürsün
hayat gecer
kefenlenir toprak
cocuklar el sallar...
19/12/1989
m.utkan
sıkıştığın zaman diline batacak ufak bir hediye bırakıyorum
kelimelerini iğne ile seç ki
kimsenin gölgesi beline dolanmasın
zamanlar zor zamanlar
pijama üstüne
kendini bırakmak zorunda
kalırsın sonra..
işin özünü kahvaltı diye balıklara vermemezlik etmeyesin
dilden en çok tiksinene selam olsun
*Non respexerunt*
"uykuya dalar dalmaz açtım gözlerimi"
"böğür!"
böyle buyurdu
zahirane seyirlerin
gölge yutan çekiçleri
"çivileriniz etime cinnettir" dedim
"kemiklerim çivilerinize ihanettir"
dinlemediler mirim..
et döğer gibi
kurban eder gibi
aşure eder gibi
telef eder gibi
dinlemediler..
katil ile
kurbanın
aynı kişiye
tekabül etmesine
çaresizlik
denir
çaresiz kaldım mirim
çaresizlik
en kör bıçağın
gözünü açıyor..
"uyu" dediler
tam oniki aydökümü uyudum
dediklerinin hepsini yaptım mirim
tam oniki ay dökümü unuttum kendimi
"uykuya dalar dalmaz açtım gözlerimi"
bu kendime tanıdığım son şans dedi çocuk elindeki kağıt parçasını sallayarak..
ve yaşlı hayatkar beklemekten buzlanmış çayından bir yudum aldı konuşmadan,
"öyleyse ihtimalleri birazcık savuralım"
(...)
buz tutmuş çayını yarıda bırakıp gitmeden hemen önce
cebinden bir zarf çıkarıp çocuğa uzattı..
gitti.
bir zarf dolusu son şans çıktı zarftan, elinde tuttuğunun tıpkısının aynısı..
"şah"
kendine bir h